28 Mart 2020 Cumartesi

Öyle

Öyle. Öyle işte. Ne kadar zor bir şey bu öyle. Ne kadar zor kabul ediliyor. Öyle. Başka bir şekli olamıyor. Kabul, teslimiyet gerektiriyor. Kontrolü bırak diyor. Kontrol. Ahahahahaha aynen de bunu yazdım. Önce bu yazılır mı dedim. Sonra da bağıra bağıra gülebilseydim kağıda yapardım, yapamıyorsam da Ahahahahaha. Kontrol neden bu kadar önemli oldu? Korkudan belki de. İkisi de 'K' harfiyle başlıyor. K harfi. Ka. Ka bir erkek çocuk. Belki 8 belki 9 yaşlarında. Tek bir çocuk. Fakir bir eve doğmuş. Cin gibi. Mutlu bir çocuk. Bir kere babasının çalıştığı evin sahibi torununa bakmak zorunda kalınca sıkılmış, "oğlunu getir, şununla oynasın" demiş. O gün Ka o kocaman eve gelmiş. O gün ilk defa fakirliğin ne olduğunu anlamış. Daha önce, bu kocaman eve gelmeden önce karşılaştıracak bir şeyi olmadığından fakir kelimesi sözlüğünde yokmuş. Neyse, aslında o günün en önemli olayı bu gibi gözükse de, Ka için en önemli olay bir çizgi film izlerken gerçekleşmiş. Televizyonda çıplak, belinde ve ayıp yerlerini örten bir bez bağlamış çocuğun biri ormanda hayvanlarla konuşuyormuş. O güne kadar hayvanların konuştuğunu hiç bilmediği için bu onu çok şaşırtmış ve heyecanlandırmış ama asıl konuşan o yılan! Onun da adının Ka olduğunu duyunca büyülenmiş. O günden sonra kimse Ka'yı konuşmaya ikna edememiş. Ka öldüğü güne kadar sorulan sorulara tıslayarak yanıt vermiş. Ne kadar saçma bir altı dakika oldu. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder