4 Aralık 2016 Pazar

Öncesi

Öncesi yoktu. Sonrası olur muydu bilmiyordu. Sadece o an vardı. Kuşlar uçtu üzerinden. Başını gökyüzüne çevirdi. Kanatları açık süzülmelerini izledi. Sonra göle baktı. Afrika'da bir gün geldi. Bulanık kahverengi bir suyun içinde yüzen yılanlar, suyun üstüne dokunup hare hare dalgalandıran otlar vardı. Girdi suya. Yüzdü. Ortada bir ada vardı. Kimse gitmiyordu. Adamlar vardı, kadınlar vardı. Uzun dolambaçlı bir yoldan ciplerin içinde sallana sallana gelmişlerdi. Bikini giymişti. Sevmezdi bikinileri diye hatırladı. Neden o gün giydiğini bilemedi. Belki o zamanlar daha severdi. Bilemedi. Bir kola şişesi vardı elinde. Ufak. "Biraz ben de içebilir miyim?" diyen adamı hatırladı. Haftalarca hamile olduğunu sandığı uykusuz geceleri. Daha adet görmemiş kızların hamile olamayacağını, tükürüğün hamile bırakmayacağını bilmediği yılları. Çizgili formalar, mavi, sarı. Sıcak. Ciplerde okula gidilen yollar. Kıvırcık siyah saçlarına dokunmak isteyen siyah elleri. Pazarda satılan maymun kafalarını gördü. Doğum günlerinde açtıkça açılan, içinden kutu içinde kutu çıkan hediyeler gibi geçmişini soydu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder