18 Şubat 2021 Perşembe

Daraldım


Öyle böyle değil. Feci daraldım. Evin içinde dön dolaş. Dışarıda yağmur. Kadın sohbeti özledim. Ama şöyle canlı canlı, enerjilerimiz birbirine aksın öyle bir sohbet. İçimde büyüyor bir şeyler. Bağırmak, kocaman offflarla seslenmek istiyorum. Köpek olsaydım. Koltukta oturup uyurdum. Yemek saatini beklerdim. Sonra da birisi beni dışarı çıkarsın diye beklerdim. Hayat o kadar basit olurdu. Keşkelerim olmasaydı diyor Tarkan. Canlı bir şeyler dinleyeyim dedim. Bir diskotekteyim. Kaldı mı onlardan bilmiyorum ama benim hafızamda var işte. Orada bangır bangır Tarkan çalıyor ve ben yirmili yaşlarımdayım. Zıplıyorum, eller havaya modunda dans ediyorum. Böyle bir anım var mı? Var herhalde. Silinmiyor hatıralar diyor Tarkan. Siliniyor valla. Bende boş bir tahta. Şimdi Ajda girdi Sardı korkular dedi. Haksızlıklar dedi. Bambaşka olacak diyor. Canlan diyorum kendime. O boing boing sesi var müzikte. Disko şarkıları bunlar. Şimdikiler sevmez bunları. Biz yazları bunlara dans ederdik açık hava diskoteklerinde. Aşık olurdun. İnsanın canı sıkılınca neden aşk düşünüyor. Her seferinde onu düşününce de aklıma Robert Johnson'ın aradığın aşk değil kendi potansiyelin olarak yorumladığım ama tam kelimelerini hatırlamadığım sözleri geliyor. Bunları neden yazıyorum. Ne işe yarayacak böyle yazmak. İşin var Yeşim kızım. Otur işin yap. Napıyorsun? Bitmedi ki şu altı dakika. Acımadın bana diyor Ajda. Oh olsun artık başım yukarıda diyor. Hayat ne zaman bitecek bilemiyoruz. Bir gün varsın ve önünde upuzun yıllar var sanıyorsun. Sonra küt. Bir saniyede bitiyor her şey. Nereye gidiyorsun? Sen o beden değilsinki sadece. Bedeni bırakan yanın ne? Nereye gider? Devam eder mi? Sen gidince geride kalanlar ne oluyor? Bu kadar acı gerekli mi diyorum ama hemen o diğer sesim çıkıyor sahneye...acı olmadan diğeri olmaz diyor. Haklı biliyorum ama şu anda onu sahneden ittirip atmak istiyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder