24 Ocak 2016 Pazar

Roman Taslakları devam...

"Sana söylemeyi planlıyordum. Bu hafta sonu bitince."
O müştemilattan geliyor, ben mutfak kapısından gelişini sigaramı içerken izliyorum. Yaklaşırken söylüyor bunları. Sadece bakabiliyorum. Önümde duruyor. Ürkek değil, pişman değil. Hatta ben mektupları buldum diye mutlu bile olabilir. Evet. O korkak. Bana söylemesi gerekmedi. Tam konuşacak tekrar "Şimdi sırası değil. Misafir gelecek" diyorum. Sigaramı söndürüp akşam yemeği hazırlıklarına dönüyorum.

"Sırası değil ne demek?" Peşimde dolanıyor. Evliliğimizin ilk yıllarında da böyle peşimde dolanan bir köpeğimiz olmuştu. Tırnakları parkelerde beni delirten sesler çıkartırdı. Makarnaları sudan çıkartıp soğumaya bırakıyorum. "Sıçtığımın misafirleri gelmesin. Bu bizim hayatımız." Bir an durup boş boş bakıyorum yüzüne. Söylenecek milyonlarca laf hızla zihnimden geçiyor. Aralarından seçmem gerekiyormuş gibi, kartotekse yazılmış isimler gibi, açılan sayfalar gibi hepsi geçiyor zihnimden. "Anne!" Gözleri açılıyor, yüzünde bir dehşet beliriyor. "Napıyorsun?"  Sesi kısık şimdi, fısıldıyarak soruyor. "Anne!" Sanırım eğleniyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder