12 Temmuz 2012 Perşembe

Roman

Masasının başına oturdu. Eskiden temiz bir kağıt çıkartıp daktilosuna takardı, şimdi ufak bir tuşa bastı. Blip sesleri eşliğinde önündeki ekran aydınlandı, ortada bir daire dönüp durdu. "Haydi kızım" dedi. Bilgisayar kendine gelirken kahvesinden bir yudum aldı. Odanın diğer tarafındaki pencereden hafif bir rüzgar girdi, perdeler dalgalandı. Beraberinde çöp kamyonunun sesleri doldu odaya. Ekranda "Roman" dosyasını buldu. Dün akşam bıraktığı yerde duruyordu. Dosyayı açtı ve gözleri en alt satıra kaydı. 20,874 kelime. Her sabah yazının başına oturduğunda yaptığı gibi zihninde hesapladı. 50,000'den 20,874 çıkarsa 29,126 kelime kalır. Daha yarısına bile gelmemişti yolun. Yanıp sönen imleç dün gece bıraktığı noktada onu bekliyordu. En son Kamil kapıyı çekip evi terk etmişti. "Ne yapacaksın şimdi sen Ayşe? Ah Ayşe ah!" dedi. Elleri klavyeye dokundu, parmakları yerlerini aldılar ve Ayşe'nin odasının kapısından girip onu yatakta ağlarken buldular... 6 dakika bitti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder