28 Nisan 2020 Salı

Giriyor, Gidiyor

Giriyor içime, duygular, kokular. Bahar giriyor mesela. Ama mesafeliyiz bu mevsim. Eskiden olduğu gibi koklaşmıyoruz. Sarılmıyoruz. Ben ona hiç sarıldım mı? diye soruyorum kendime. Bilmiyorum. Ama o bana çok sarıldı. Umudum oldu hep. O ve sonbahar. Hep başlangıçları umutları yenilikleri onlar getirdi, onlar anlattı. Aynı ailenin iki kızı. Bahar genç olanı Sonbahar ablası. Eskiyi at, yenisine yer aç, ayıkla temizle dediler. O yüzdendir belki de pencereleri açasım, dolapları toplayasım var bu aralar. Aynı ailenin iki kızı, özünde aynı ama duruşları farklı. Bahar pencereyi aç, çarşafları havalandır diyor. Aylardır gelenin üzerine serilen tozları kaldır, aç, hava girsin, havalansın, canlansın her şey diyor.

Sonbahar daha ağırbaşlı. Katlayıp kaldırıyor. Dolaplara depoluyor. Eskileri atıyor. Ama düşünerek, tartarak, ihtiyaca göre. Bahar öyle mi? Niyeti canlandırmak. Sonbahar biliyor vakti gelenin gitmesi gerektiğini. Bu gitsin, bu kalsın diyor. Savruk değil kararları. Bahar pencereden sarkıttığı çarşafları silkerken, gözü bir kuşa takılıyor, kuşun peşinden hayallere dalıyor, çarşaflara takılmış ne varsa uçup gidiyor, iyi ya da kötü. Ocaktaki yemeği de bazen unutuveriyor. Sonbahar odada hüzünlü, vedalaşıyor. Hoşuna gitmese de ayrılması gerektiğini biliyor.

Baharın açtığı pencerelerden kuş sesleri doluyor eve, yeşilin tonları mucizelere inandırıyor, yeni tomurcuklarını sergileyen ağaçların altında kedi yavruları dünyaya gözlerini açıyor, güneş gerine gerine yayılıyor üzerimize, geldim diyor. Günler daha aydınlık, geceler hızla geçiyor. Işık doluyor evlere, ten havayla buluşuyor nihayet, böcekler usulca çıkıyor topraktan, silkinip katılıyor aramıza.

Gidiyor şimdi mahsun hırkalar, kazaklar, kabanlar, hurçlara yerleşiyor. Seneye görüşürüz diyoruz. Çoraplar belki korkuyla, belki de derin bir oh çekerek sıralarını bekliyor. Yorgun çoraplarımız var. Dinlenmek istiyorlar artık. Karanlık gidiyor, çantası küçük artık. Ağır tencere yemekleri dinlenmeye çekiliyor. Hafif salatalar, zeytinyağlılara teslim oluyor. Toprağın ağırlığı kalkıyor. Uçuşuyor her şey. Polenler konuyor, yeni hayatlar doğuyor.

Bizim dışımızdaki her şey doğaya, sisteme güveniyor. Ne gelirse onu karşılamayı biliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder